MİRYOKEFALON SAVAŞI
                    
                    Miryokefalon savaşı’nın Türk tarihinde ve Çivril tarihinde önemli bir yeri vardır.
                    
                    Türk tarihinde önemlidir, Çünkü; Bizans’ın Anadolu topraklarındaki egemenliğine
                    bu savaşla son verilmiştir.
                    Çivril tarihinde önemlidir, Çünkü; savaş Çivril topraklarında yapılmıştır ve Çivril
                    yöresi bu savaştan sonra tamamen Türk yurdu olmuştur.
                    
                    1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Türkler Anadolu’ya hızla yerleşmeye başlamışlardır.
                    İç Ege bölgelerine kadar gelen Türkler’in Ege kıyılarına kadar çekilmiş olan Bizans
                    topraklarına sürekli akınlar yapması da Bizanları iyice rahatsız etmiştir.
                    
                    
                    Bizans İmparatoru Manuel Kommen, Türkleri Anadolu’dan tamamen atmak amacıyla Papa’nın
                    da desteğiyle bir haçlı ordusu kurulmasını sağlamıştır. Manuel Kommen emrindeki
                    70.000 kişilik orduda, Bizans askerleri yanında İngiliz, Fransız, Sırp ve Macar
                    askerleri de vardır. Bu nedenle “Miryokefalon Savaşı” na “2. Haçlı Seferi” de denir.
                    O sırada Anadolu Selçuklu Devletinin başında II. Kılıç Arslan vardır. Emrindeki
                    ordu 50.000 kişiliktir.
                    
                    İki ordu, 1176 yılının 17 Eylül günü, Çivril/Çapak Köyü sınırları içinde kalan KÜFİ
                    BOĞAZI'nda karşılaşmıştır. Haçlı ordusu bozguna uğratılmış ve bir daha toparlanamamıştır.
                    İmparator Manuel Kommen, 2. Kılıç Arslan’ın şartlarını kabul ederek barış yapmak
                    zorunda kalmış ve Bizanslılara ait kaleler yıkılmıştır.
                    
                    
                    Bu savaştan sonra Türkler batı Anadolu’ya tamamen yerleımiş ve Bizanslılar bir daha
                    saldırmaya cesaret edememişlerdir. Çivril yöresi de bu savaşla birlikte Türk yurdu
                    olmuştur.
                    
                    
Bu BÖLÜMÜ hazırlarken yazılarından yararlandığımız sayın Münir Sayhan'a teşekkür
                        ediyoruz.
                    
                    
ÇİVRİL'İN KÜLTÜR VARLIKLARI
                    
                    Çivril’de, yüzlerce hatta bazıları binlerce yıllık geçmişe sahip çok sayıda eser
                    vardır. Kültürel ve tarihi açıdan hepsi birbirinden değerli olan bu eserlerden olarak
                    tescilli bulunanlardan bazılarını kısaca tanıyalım:
                    
                    
                    
BEYCE HÖYÜK:
                    Çivril – Denizli karayolu üzerinde, ilçe merkezinin 6 km güneyinde, Menteş
                    ve Yamanlar köyleri arasında kalan BEYCE HÖYÜK, yapılan kazılar sonunda elde edilen
                    bilgilere göre, Bakır Çağından (MÖ.4000 yıllarından) başlayan ve tunç çağında devam
                    eden bir yerleşim yerine aittir.
                    
                    
SABLİON KALESİ:
                    Gümüşsu Kasabası sınırları içindeki bu tarihi kalıntı, Roma ve Bizans dönemine
                    aittir
                    
                    
KALE YIKIĞI: 
                        
                    Irgıllı Kasabası’nın 3 km. güneyindeki kale yıkığı da Roma dönemine aittir.
                    
                    
ARABALI SÜVARİ KABARTMASI:
                    Sundurlu - Bayat Köyleri arasındaki bu kalıntı, sabit kayaya yontulmuş
                    tarihsel bir anıttır. Ne yazık ki büyük ölçüde tahrip olmuştur. Rus dönemine ait
                    bu anıtın büyük bir kısmı tahrip edilmiştir.
                    
                    
                    
BEYCESULTAN TÜRBESİ:
                    Beyce Höyük üzerindeki türbe, 13. yüzyıldaki beylikler dönemine aittir.
                    Devşirme malzeme ile yapılmıştır.